İNSANLARIN YARATILMA GAYESİ NEDİR? 

İNSANLARIN YARATILMA GAYESİ NEDİR? 

İNSANLARIN YARATILMA GAYESİ NEDİR? 

İNSANLARIN YARATILMA GAYESİ NEDİR? 

İnsanlar bu Aleme bir gaye için gönderilmişlerdir. Aşıkın biri:
Beka mülkünden eyledim teşrif, 
Bu darı fenaya imtihan için. 
Gece gündüz muradım budur,
Cemali pâkini anlamak için buyurmuştur.demekki bu aleme imtihan için gelmişiz.
Ayrıca Zariyat Suresi 56. Vema halaktül Cinne vel inse illâ liya büdün (Ben cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım) buyurulmuştur. Burada cinlerin evvela zikredilmesi onların gerçekte insten evvel yaratılmış olmalarıdır. Sahabeler Resulullah (S.A.V.) Efendimize ibadet nedir? diye sorduklarında ;ibadet Allah ı Tevhid etmek ve bilmektir. buyurmuşlardır. Demek ki ibadet herkesin bildiği gibi oruç tutmak, namaz kılmak ve Kur-an okumak gibi bilinçsiz ameli ibadetler değildir. Allah ın bu Alemdeki Efal, sıfat ve Zat tecellilerini yalnız ilmi olarak bilmek de değildir. Allah ı Tevhid edip bilmek için ibadetin 5 madde halinde zuhurunu zevk etmek gerekmektedir.
1-Ademde ve Alemde Allah tan başka hiçbir varlığın olmadığı Efali ilahiye, sıfatı ilahiye Zatı ilahiye Tevhidi ile bilmektir.
2- Emir ve yasaklar olan Şeriatı Ahkamiyeyi bilmek ve uygulamaktır. Bu da iki bölümde mütala edilir: a) Amel bölümü b) Muamelet bölümüdür. Ameli bölümde her türlü zahir ibadet ve taatlarımız mevcuttur. 
Tevhid ehli, Mürşide gelmeden evvel bu Tevhid akideleri ona vacip değilken, zorlamadan kendi istek ve arzusuyla Mürşide gelip ben kendi insanı asliyemi öğrenmek istiyorum diyerek vacipleştirmiş oldu. Zira Fetih Suresi 10. ayetindeki Gerçekten sana biat edenler bana biat etmişlerdir. biatlar Mürşidin şahsına değil onun mazharından Rabbil Alemin edir. Onun için abdestsiz yere basmaması, yalan söylememesi, 5 vakit Namazını kılması, Ramazanda bir ay oruç tutması, eksiklik aramaması elinden geldiği nispette ümmeti Muhammed e faydalı olmaya çalışması hasılı Allah ın emrettiklerini yapması yasak ettiklerinden kaçmayı kendisine vacipleştirmiş oldu. Bir salikin bunlara uyması gerekli iken, Tevhidi kendisine uydurmak istemesi, Trenin raylarından çıkarak vagonların menzile gidememesine sebep olur. Muamelet bölümünde de günlük yaşantısında ailesine, çoluk çocuğuna, komşu ve insanların tümüne muamelesi emir ve yasaklar doğrultusunda olmalı, ticaret ve her türlü işlerinde herkese aynı muamelede bulunmalı, kimisine pahalı, kimisine ucuz mal satmamalıdır. Çünkü sendeki varlık Hakkın varlığı olduğu gibi karşındaki varlık da Hakkın varlığıdır. 
Şu halde karşındakine kötü muamelede bulunursan, bilmelisin ki Hakka kötü muamelede bulunmuşsun demektir. Onun için Tevhid ehli bunları göz önünde bulundurarak mümkün olduğunca riayet etmeyi kendisine vacip bilmelidir. 
Tarikat halini yaşamak ise: İlimle bildiği Efalinin sıfatının Zatının Hakkın olduğunu aynel yakınlık derecesinde şuhut etmesi gereklidir. Bu aynel yakınlık derecesini şuhut eden bir salikte elbette edep, güzel ahlak ve tevazuluğun meyveleri görünecektir. İnsanın meyvesi fiilleridir. Nasıl bir meyvede 1-Rengi 2-Kokusu 3-Tadı onun aslını bizlere bildiriyorsa, aynel yakın olan bir insanın fiillerinin: rengi Allah ın boyası Sibgatullah 
Tevhid boyası, kokusu Rahmanın kokusu olan Tevhid kokusu, tadı da fiil ve sıfatlarından tecelli eden Tevhidi yaşama zevki olarak görünmelidir.
Eşya dediğimiz bu varlıkların Hakikatını bilip her mazharda müşahede etmektir. Çünkü eşyanın Hakikatı efali İlahiyedir. Efalin Hakikatı esmadır. Esmanın Hakikatı sıfatı ilahiyedir. Sıfatın Hakikati da Zattır. Zira zerreden kürreye kadar her varlıkta Allahü Teala malumiyeti nisbetinde Zatıyla tecelli etmekte, onların kapları ve renkleri nispetinde varlıklarda kendini seyretmektedir. Halifem dediği Ben insanı en üstün bir biçimde yarattım (Tin Suresi 4.) İnsan-ı Kâmil lerden seyretmektedir. Böylece her varlıktaki tecellinin Hakikatını zevk eden bir salik kendi varlığının olmadığını bu varlığın Hakkın varlığı olduğu esmasının dahi Allah ın sıfatlarına verilmiş birer isimden ibaret olduğunu kul esmasıyla daima muhtaç, Zat yönüyle Samed olduğunu zevkle müşahede eder.
İşte bu dört madde halinde saydığımız birinci, ikinci, üçüncü merdiven basamağı gibi Tevhid mertebelerini geçmeden; Allah ı bilmek, görmek ve olmak halinde Tevhid etmedikçe; beşinci basamakta marifet ehli olunamaz. Zira ibadet, marifet miktarıncadır. Arif olmayan tahkiki ibadet edemez. Nitekim Hz. Ali K.V.Görmediğim Rabbıma ibadet etmem demiştir. Yani vücut ve sıfatlarıyla benden mahcup olarak Nefislerini benden gayrı ibadet olunacak İlahlar kılmaları için halk etmedim buyurulmuştur. İşte Allah ı Tevhid edip bilmek için bu beş madde ile vasıflandırdığımız hallerin biz Tevhid ehlinde olması istenmektedir. Elhamdülillah seçilmiş kullardanız. Seçilmemiş olsa idik bir Mürşid-i Kâmilden bizleri çağırmaz, bu Tevhid ilmini de telkin etmezdi, demek ki sevilen kullardanız ki kendi varlığımızın olmadığı, varlık sahibinin Hak Teala olduğunu kendi mülkünde Zatının bütün sıfatlarından tecellisini müşahede etmeyi nasip etti. Kendi tecellisini bizlerden kendi seyretti.Rabbımıza daima hamd ederiz.

Tepkiniz nedir?

like
0
dislike
0
love
0
funny
0
angry
0
sad
0
wow
0