İslam Peygamberi olarak bilinen Hz. Muhammet'in yaşadığını gösteren en ufak bilimsel ve arkeolojik bir kayıt yoktur. Hakkında bize aktarılan bilgilerin tamamı sadece hadisler ve Siyer-i Nebi kaynaklarından ibarettir.
Söylenen doğum tarihi 571 , ölüm tarihi 632. Bu tarihlerden 750-760 yıllarına kadar geçen süre zarfında Muhammed ve İslamiyet hakkında ne Bizans kaynaklarında , ne Acem kaynaklarında , ne Süryani kaynaklarında , ne de çevre medeniyetlerin kaynaklarında bir bilgiye
rastlanılmamaktadır.
Tüm hayatı ve sözleri 750 yılından sonra rivayete dayalı bilgiler dahilinde, İbn İshak'ın isminde birinin "es-sire" isimli eserinde yer almaya başladığı iddia edilir lakin bu eser ortada yoktur.
Bunu öğrendiğimiz kaynak ise tarihçi Taberî'nin "Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulefa" adlı eseridir. Taberî yine rivayetler zinciri ile kendisine ulaşan bu muğlak bilgiler ile İslam ve Muhammet hakkında bugün bilinenleri kitabında anlatmıştır.
Daha sonra gelen Tırmizi , Buhari gibi muhaddisler de bu bilgiler dahilinde Kütüb-ü Sitte'yi oluşturmuşlar ki Kur'an dan sonra en güvenilir kaynak kabul edilir islam dünyasında. Fakat bu kaynakların hiç birinin yazılı belgesi ve mesnedi yok
Yani kısacası Taberî ve Buhari'den öğreniyoruz Muhammed ve İslam hakkında ne biliyorsak.
Muhammet'in bilinen hayatı, namaz nasıl kılınır, abdest nasıl alınır, orucu bozan-bozmayan şeyler, vs vs kısaca bugün müslümanların yaptıkları ibadetlerin nasıl yapılacağı Taberi ve Buhari kaynaklı eserlerdir.
Ancak Muhammed'in hayatını anlatan bu rivayetlerde, Muhammed'in ayetleri kitaplaştırmak istemediği ve Kuran diye bir kitabı görmeden öldüğü de yazar. Onun ölümünden sonra 1. Halife Ebubekir tarafından 21 yaşındaki Yesrib'li Yahudi genci Zeyd' e Kuran denilen kitabı yazma ve toplama görevi verildiği yazar.
O döneme ait elimizdeki somut, bilimsel ve tarihi bulgulara göz atarsak :
Ürdün'de bulunan Gadara kaplıcalarında ki Muaviye'nin yazıtı (664)
Mısır'da , Fustat'da bir köprü üzerinde ki yazıt (664)
Kudüs'de Abdülmelik tarafından yaptırılan Kaya Kubbesinin içinde ve dışında ki yazıtlar (693)
Yine Abdülmelik döneminde yaptırılan Şam-Kudüs yolu üzerinde bulunan bir dikit (695)
Şam'da Velid tarafından yaptırılan bir yazıt (708)
Suriye'de Humus kenti yakınlarında ki bir yazıt (732)
Medine'de , şimdiki ismi Peygamber Camisi olan yapıda ki yazıtlar (757)
Tüm bu somut eser ve bulguların hiç birinde İslamiyetten ve onun Peygamberi Muhammed'den kesinlikle bahsedilmiyor. Tarihlere baktığımızda bu son derece şaşırtıcı bir durum.
Taberi'den ktarılan bilgilerin en eski kaynağı Emevi halifesi Abdülmelik zamanındadır. Abdülmelik halife ancak yine onun tarafından yazdırılan ve bugün somut şekilde elimizde bulunan Kaya Kubbesinde bakın neler yazıyor :
"Lütufkar ve merhametli Tanrının adıyla , Tanrıdan başka Tanrı yoktur , onun ortağı yoktur. Övülmesi gereken, Tanrının hizmetçisi ve onun elçisidir. Yazı sahipleri kararınızda yanlış olmayın ve Tanrı hakkında sadece doğruyu söyleyin çünkü İsa Mesih , Meryem'in oğlu, Tanrının elçisidir , onun Meryem'e yerleştirdiği sözdür."
Tanrı diyor Allah'ın adı geçmiyor. Muhammet'den bahsetmiyor, İsa ve Meryem'i övüyor. İsa tanrı elçisidir diyor. Bize İslam halifesi olarak dikte edilen Abdülmelik'in bu yazıtlarda İsa'yı övmesi şaşılacak bir durum değil midir ?
Ayrıca bu yazıtlarda yazanları bugün Kur'an da ayet olarak okuyoruz. Bu durum da Kuran denilen kitaba Abdülmelik zamanında yeni eklemeler yapıldığı ş,üphesi uyandırıyor.
660-670 yılları arasında Syriac belgelerinde : Muhammet'in yaşadığı rivayet edilen yerlerde Mamet isimli kendini mesih ilan eden bir vaizden bahsediyor. Mamet'in çok iyi bir vaiz olduğundan ve o bölgedeki İsmail'i kabilellerine karşı 10-12 bin kişilik bir ordu kurarak savaştığını
675-685 yılları arasında yazıldığı belgelenen Alphonse Mingana eserinde: Yine bu bölgede İsmail'i kabilelerine karşı savaşan bir sahte mesihten bahsediyor. Bu mesihin ordusuna savaşmak için hırıstiyanların da katıldığından bahsediyor.
Bir diğer önemli belge ise 634-640 yıllarına tarihlenen Doktrina Jacobi nuber Baptizati isimli bir belge. Aşağı yukarı aynı olaylardan bahsediyor.
Bu kaynakların hiç birinde İslamiyetten ve onun Peygamberi Muhammed'den kesinlikle bahsedilmiyor. Kısacası 8. yy ortalarına kadar İslamiyet adında bir din ve bu dinin uygulamaları ile Peygamberi olduğu iddia edilen Muhammed'e ait bir bilgi yoktur.
Özetle tüm bu bulgu ve belgelerden , İslam Peygamberi Muhammet denilen mitolojik şahsiyetin , sahte Mesih Mamet'in hikayesinden devşirilmiş olduğunu ve bugün İslamiyet dediğimiz öğretinin ise vahiy yoluyla bildirilmiş bir din olmadığını aksine bölgede hakim olan Monofizit öğretinin , İsmaili Yahudi öğreti ile harmanlanmış ve yaklaşık 200 yıllık bir süreçte özellikle Abbasilerin devletleşme sürecinde yeni bir din şeklini aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yani Arap Peygamberi Muhammed hiç bir zaman yaşamadı . Muhammed ( Muhammad ) Hristolojik bir sıfattır. İsa için kullanılan seçilmiş , övülmüş anlamalarına gelen bir sıfat iken Arapların devletleşme sürecinde 8. yy. ortaları ve 9. yy. başlarında yüklenilen anlamla birlikte var olmuş bir literatür figürüdür.
İslamiyet ise 7. yy. dan , 8. yy. ortalarına kadar henüz mevcut değildir, İslamiyet'in öncülü bir Hristiyanlık mezhebidir. Bu mezhep 8. yy. ortalarına doğru bahsettiğimiz süreç dahilinde yeni bir din şeklini almaya başladı ve Gazalî'nin teorisyenliğinde bugünkü şeklini aldı..
Kaynaklar ; The Origins of İsmailism ; The Historical Backround of the Fatimid Chaliphate ( Bernard Lewis ) Karanlıktaki İlk Yıllar; İslam"ın menşei ve tarihine yönelik güncel araştırmalar ( Karl Heinz Ohlig - Gerd Puin ) Kur-an araştırmalarında yeni yöntemler ( Gerd Puin - Karl Heinz Ohlig - Hans Caspar von Bothmer) Lombelico del Mondo / Sayed Monem Makaleleri Emine K. Arslaner - Timeturk